+90 (553) 034 22 05 Harbiye Mah. Mim Kemal Öke Cad. No: 6 D: 3 - Şişli/İstanbul

Ozon Tedavisi Hakkında Her Şey Ürolojik Hastalıklara Özel Kullanımı

Ozon Tedavisinin Ürolojik Hastalıklarda Kullanımı

Rejeneratif tıp, yani yenileyici tıp, tıbbın yeni, müthiş gelişmelerin olduğu heyecan verici bir alanı. Bu gelişmelerle birlikte, bugüne kadar tedavi edilemeyen kronik hastalıklar için bir ümit ışığı doğurmuştur. Temel mantığı, hastalıklı dokuların yerine geçecek ve bu dokuları onaracak yeni, canlı dokuların geliştirilmesidir. Ozon tedavisi, PRP ve kök hücre tedavisi de rejeneratif tıp yöntemlerinden... Prof. Dr. Sinan Ekici ile ozon tedavisinin üroloji alanındaki kullanımından konuştuk.

Öncelikle son yıllarda tıbbın pek çok alanında karşımıza çıkmaya başlayan ozon nedir?

Ozon (O3) üç oksijen atomundan oluşan doğal bir gaz. Doğada, güneşin yaydığı yüksek enerjinin etkisiyle oksijen molekülü parçalanır ve 3 oksijen atomu bir araya gelerek ozon molekülünü oluşur. Ozonun yoğun olduğu ozon tabakası güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzünü etkilemesini önler. Vücudumuzda ise ozon kanımızda bulunan bağışıklık sistemi hücrelerimiz tarafından üretilerek kullanılır.

Ozon, çok fazla enerjiye ve stabil olmayan bir yapıya sahip olduğundan başka moleküllerle reaksiyona girer ve biyolojik etkinlik gösterir. Bu nedenle bilinen en güçlü oksidan moleküldür.

İlk defa 1. Dünya Savaşı sırasında savaş yaralarının iyileştirilmesinde ozondan yararlanılmış. Ozonun tıp alanında kullanılmasının 1935’te başladığı kabul edilir.  1958’de ozon/oksijen karışımının doz ayarlamasını yapabilen ilk tıbbi ozon jeneratörü geliştirildi. Bu aşamadan itibaren ozonun tıp alanında kullanımı hızla gelişti. 1990’lı yıllardan itibaren ozonun farmakolojisi aydınlatıldıkça bağışıklık sistemini güçlendirici, farklı antibiyotiklerle sinerjik etkisi ortaya konuldu.

Ozonun etkisi nasıl ortaya çıkıyor?

Ozon vücuda veya kana verilince hemen vücut sıvılarının içinde oksijenden 10 kat daha fazla çözünür ve güçlü oksidan etkisiyle iyonlar ve biyomoleküllerle (antioksidanlar, proteinler, karbohidratlar ve doymamış yağ asitleri) reaksiyona girer.  Ozon bu reaksiyonlar sonucu oluşan hidrojen peroksit ve lipid oksidasyon ürünü olan lipid peroksitlerle etkisini gösterir.

Hidrojen peroksit kan hücrelerinin içine girerek erken biyokimyasal etkileri ortaya çıkarırken, lipid peroksitler diğer vücut hücrelerinde etki göstererek uzun süren geç biyokimyasal etkileri ortaya çıkarır.

OZONUN TEDAVİ AMAÇLI KULLANIMI ve ETKİ MEKANİZMALARI NELERDİR?

Ozon tedavisi konvansiyonel tıbbi uygulamaların tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır.

Diğer tüm tıbbi tedavi yollarında olduğu gibi ozon tedavisinin başarısı da hastanın sağlık durumuna ve hastaya bağlı faktörlere ek olarak ozon tedavisinin sıklığına, uygulanan doz ve konsantrasyona bağlıdır.

Etki mekanizmalarını kısaca şu şekilde özetleyeyim:

  • Bağışıklık sistemini aktive eder ve düzenler. Ozon immün modülatör etkisiyle immün sistemin aşırı çalışması sonucu gelişen otoimmün hastalıklarda immün sistemi normale getirir.
  • Mitokondrileri de etkileyerek anti-oksidan mekanizmalarda rol alan moleküllerin ve enzimlerin üretimini ve aktif hale gelmesini sağlar.
  • Ürik asit seviyesini azaltır, ürik asit metabolizmasını düzenler.
  • Eritrosit metabolizmasını aktive eder, oksijen taşıma ve dokuya oksijen verme kapasitelerini arttırır. Kronik hastalıkların temelinde dokulara yetersiz oksijen gitmesi söz konusudur.
  • Kanın akışkanlığını arttırır, küçük damarlardaki aterosklerotik plakların çözülmesini sağlar, tansiyonu düzenler.
  • Anti-enflamatuvar etkisi vardır, enflamasyonun ön planda olduğu kronik sistit, interstisyel sistit, kronik prostatit, üretrit, epididimit, orşit tedavisinde etkilidir.
  • Dezenfeksiyon etkisi ile anti-bakteriyal, anti-fungal, anti-paraziter ve anti-viral etkisi vardır.
  • Yara iyileştirici etkisi vardır.
  • Yüksek doz ozon trombositlerin parçalanarak içlerindeki büyüme faktörlerinin açığa çıkmasını sağlar. Bu özelliği ozonlu PRP tedavisinde kullanmaktayız.
  • Ağrı kesici özelliği vardır. Sinir hücrelerinin beslenmesini ve metabolizmasını düzelterek vücuttaki doğal ağrı kesicilerin salgılanmasını arttırır.
  • Kemoterapi ve radyoterapinin kanser dokusu üzerindeki etkinliğini arttırırken, yan etkilerini de azaltır.
  • Vücut için enerji molekülü olan ATP üretimini arttırarak vücudun dinç ve enerjik olmasını sağlar. Uykuya dalmak kolaylaşır ve uykudan dinlenmiş bir şekilde kalkılır. Cildi canlandırır, parlaklaştırır.
  • Tüm bunları yaparken sonuçta hücre içi metabolizmayı düzenleyerek yaşlanma sürecini yavaşlatır. Yani anti-aging (yaşlanma karşıtı) etkileri vardır.

OZON UYGULAMA YÖNTEMLERİ

Tıbbi amaçlı ozon uygulamasında dozlar, uygulama sıklığı ve uygulama yöntemleri hastalığa ve hastaya ait faktörlere bağlı olarak değişir. Üroloji alanında ozon uygulama yöntemleri

1) Majör otohemoterapide hastadan alınan 100 ml kan, ozonla aktifleştirilerek vücuda geri verilir. Bu şekilde ozon etkisi tüm vücutta ortaya çıkarılır. Bağışıklık sistemini hastalıklara karşı aktif hale getirir. Korona virüs pandemisinde bu nedenle tedaviye destek olarak ozon kullanıldı.

2) Açık yaralara özel tasarlanmış kapalı sistemler ile ülser, bası yaraları, yara, açık yara, ameliyat sonrası yaralar, herpes ve enfekte bölgelerde uygulanır.

3) Rektal yolla ozon uygulaması ile ozon barsak epitelinden hızla emilerek kana geçer.

4) Vajen içerisine verilerek mantar hastalığının tedavisinde kullanılır.

5) İdrar yollarına ozon uygulaması ile mesane, idrar kanalı ve prostat hastalıklarında kullanılır.

6) Ozonlu PRP olarak kullanılır. PRP ile elde edilen trombositten zengin sıvının ozonlanmasıyla yüksek etkinlikte PRP elde edilir. Hastalıklı bölgeye enjeksiyonuyla hücresel yenilenme ve doku hasarının tamiri yapılır.

 

OZON TEDAVİSİNİN UYGULANDIĞI ÜROLOJİK HASTALIKLAR NELERDİR?

Ozon tedavisi pek çok ürolojik hastalıkta tedavi edici veya destekleyici tedavi olarak uygulama alanı bulmaktadır:

  • Kronik prostatitler
  • Sık tekrarlayan akut prostatitler
  • Sık tekrarlayan dirençli akut ve kronik sistitler
  • İnterstisyel sistit (ağrılı mesane sendromu)
  • Radyasyona ve kimyasallara bağlı sistitler
  • Üretritler (bel soğukluğu)
  • Akut ve kronik orşit (testis iltihabı) ve epididimit (epididim iltihabı)
  • Sıkışma ve sıkışma tarzı idrar kaçırma (aşırı aktif mesane)
  • Kronik pyelonefrit (böbrek iltihabı)
  • Kanser hastalarında radyoterapi ve kemoterapi sırasında destekleyici tedavi

Ayrıca,

  • arteriyal dolaşım bozuklukları, geriyatrik (yaşlılığa bağlı) sorunlar, kronik yorgunluk sendromu,
  • herpes gibi virüslerden kaynaklı hastalıklar
  • enfekte olmuş yaralar ve enflamasyonlu hastalıklar (ülserler ve deri lezyonları, bakteriyal enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları)
  • diyabet mellitus (şeker hastalığı) ve komplikasyonları, metabolik sendrom

tedavisinde de ek tedavi olarak kullanılır.

OZON TEDAVİSİNİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Ozon tedavisi eğitimli ve uzman doktorlarca uygulandığında bilinen en güvenli ve yan etkisi olmayan bir tedavidir.

OZON TEDAVİSİNİN KULLANILMAMASI GEREKEN DURUMLAR VAR MIDIR?

  • Gebeliğin ilk 3 ayında kullanılmamalıdır
  • Favizim (bakla allerjisi) olan hastalarda
  • Aşırı alkol kullananlarda
  • Hipertiroidizm (aşırı çalışan tiroid bezi) varlığında
  • Anemi ve kanama-pıhtılaşma bozukluğu olanlarda
  • Yakın zamanda serebrovasküler olay veya myokard enfaktüsü geçirmiş olanlarda
  • Bilinci kapalı yoğun bakım hastalarında
  • İmmünsüpresif ilaç alanlarda veya kronik enfeksiyon nedeniyle immün sistemi ciddi derecede baskılanmış hastalarda
  • İleri evre kanser hastalarında
  • Ozon tedavisini tolere edemeyen veya ozona alerjisi olanlarda kullanılmamalıdır.

Milliyet Gazetesi'nden yazıyı okumak için https://www.milliyet.com.tr/pembenar/nilufer-pazvantoglu/ozon-tedavisi-hakkinda-her-sey-2911337 bakılabilir.

Yorum Yap

Randevu Al - İSTANBUL
Randevu Al - İSTANBUL +90 (553) 034 22 05