- Konu Başlıkları
- Prof. Dr. Sinan Ekici: “İdrarda ağrısız kanamayı dikkate alın.”
Prof. Dr. Sinan Ekici: “İdrarda ağrısız kanamayı dikkate alın.”
Prof. Dr. Sinan Ekici, idrarda ağrısız kanamayı dikkate alınması gerektiğini belirterek, ihmal edilmeden derhal hekime başvurulması gerektiğini söyledi.
Tıp dilinde ‘Hematüri’ olarak adlandırılan idrarda kan görülmesinin neden önemsenmesi gerektiğini söyleyen Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sinan Ekici, idrarda kanamaya eşlik eden başka bir şikayetin olup olmamasının çok önemli olduğunu açıkladı. İdrar yaparken yanma, yan ve sırt ağrısı, kasıklarda ağrı, yüksek ateş, bulantı, kusma gibi eşlik eden belirtilerin olabileceğini bildiren Prof. Dr. Sinan Ekici,
"Bu durumda sistit, böbrek iltihabı, taş hastalığı, prostat büyümesi, prostat kanseri sıklıkla görülmekle birlikte mutlaka böbrek kanseri ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü kanamaya neden olmuş bir böbrek kanseri taş düşürürken hissedilen kadar ağrıya neden olabilir" dedi.
Prof. Dr. Sinan Ekici, böbrek kanserlerinin neden ve nasıl geliştiği henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da; en sık suçlanan nedenlerin sigara, genetik yatkınlık, şişmanlık, yüksek kalorili yağlı diyet, yüksek tansiyon, kimyasal sanayi maddeleri, radyasyon ve uzun süreli hemodiyalize girmek olduğunu belirterek, "Pek çok kanser çeşidinde olduğu gibi böbrek kanseri için de 'erken tanı' çok önemlidir. Ultrasonografinin yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte, herhangi bir nedenle yapılan ultrasonografide rastlantısal olarak, hiçbir şikayet nedeni değilken; kolaylıkla bir böbrek kanserinden şüphe duyulabilir ve bu sayede hastalık erken yakalanabilir. Önemli olan, hastanın hiçbir şikayeti yokken böbrek kanserinin yakalanabilmesidir. Çünkü kanser erken evrede yakalanırsa, tamamen kurtulma şansı çok yüksektir.
Kanserin evresine bağlı olarak idrarda çıplak gözle görülebilen veya tetkiklerde ortaya çıkan kanama, böbrek bölgesinde ele gelen kitle ve ağrı, genel halsizlik, yorgunluk hissi, iştahsızlık, kilo kaybı, tekrarlayan yüksek ateş, kansızlık (anemi), yüksek tansiyon, karaciğer fonksiyon bozukluğu, çarpıntı, varikosel, bacaklarda şişlik ve kanserin yayılım yaptığı organa göre ağrı, öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam çıkarma, kemik ağrısı, baş ağrısı, şuur kaybı, felç gibi belirtiler görülebilir. Böbrek kanseri sinsi bir seyir gösterdiğinden dolayı tanı konulduğunda, ne yazık ki hastaların yüzde 25’inde hastalık ilerlemiş ve yayılmış durumdadır. Ameliyat ile tüm kanserli dokuları çıkarılan lokalize hastalığı olan hastaların da yaklaşık yüzde 20-30’unda ileride tekrarlama riski vardır. Bu nedenle tedavi sonrasında da düzenli kontrol yaptırmak hayati önem taşır" ifadelerini kullandı.
Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sinan Ekici, idrarda kanama olduğunda, kendiliğinden geçtiğinde ve başka hiçbir şikayet yok ise ‘Çok şanslıyım. Muhtemelen gelip geçici bir durumdu. Bir daha da olmaz’ denilebileceğini, bu durumda doktorların 'Aman dikkat' dediklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Çünkü idrarda ağrısız kanama görülmesi en tehlikeli durumdur çünkü bu durum mesane kanserinin en önemli belirtilerinden biridir ve hastaların yaklaşık yüzde 85'inde görülür. Kanama hemen her zaman aralıklı olarak görülür. Hastanın gözle görülen kanaması olmasa dahi idrar tahlilinde mikroskopik düzeyde kanama tespit edilebilir. Eğer, tütün mamulleri kullanıyor veya dumanına maruz kalıyorsanız, az su tüketiyorsanız veya mesane kanseri oluşum riskini artıran bir meslek grubunda (oto sanayi işçileri, boyacılar, kamyon şoförleri, matkap operatörleri, deri işçileri, metal işçileri, tornacılar ve organik kimyasallar içeren mesleklerde çalışan kuru temizleme işçileri, kağıt sanayinde çalışanlar, kuaför ya da güzellik uzmanları, tekstil sanayi çalışanları ve tesisatçılar risk grubunda yer alır) çalışıyorsanız hemen bir üroloğa, tercihen bir ürolojik onkoloji uzmanına gidin".
Mesane kanserlerinin yüzde 90-95’i ‘ürotelyal karsinom’ denilen türden olduğunu belirten Ekici, "Mesane kanserlerinin yüzde 75-85’i tanı anında mesanenin kas dokusuna geçmemiş olan mesane kanserleridir. Kanser kas dokusuna ve daha ötesine ilerlemiş ise ‘kasa invaze mesane kanseri’ olarak adlandırılır. Kas dokusu damarlarca zengin bölge olduğu için, kasa invaze mesane kanseri kolaylıkla mesane dışına çıkıp çevre dokulara, lenf bezlerine ve akciğer, karaciğer, kemik gibi başka organlara da yayılabilir. Bu evreye gelmiş kansere artık ‘metastatik mesane kanseri’ denir. Kas dokusuna geçmemiş mesane kanserinin doğal gidişi tam olarak bilinmemektedir. Bu kanserlerin en önemli özelliği tedaviye rağmen tekrarlama ve hastalığın ilerleme riski açısından değişken biyolojik davranış göstermesidir. Mesane irritabilitesi, sık idrara çıkma, sıkışma ve idrar yaparken yanmadan oluşan şikâyetler bütünü ikinci en sık görülen başvuru şeklidir ve yüzeyel mesane kanserinden çok yaygın 'karsinoma in situ' denilen yüksek riskli tümör ya da kasa invaze mesane kanserini düşündürür. Mesane kanserinin diğer belirti ve bulguları arasında böbreği mesaneye bağlayan idrar kanalında (üreter) tıkanıklığa bağlı bel ağrısı, bacaklarda şişlik ve karında kitle sayılabilir. Çok nadir olarak da hastalar başvuru anında ilerlemiş hastalık belirtileri olan kilo kaybı, karın ağrısı ya da kemik ağrısı ile başvurabilirler" dedi.
Prof. Dr. Sinan Ekici, sağlıklı yaşamak için mesanelerini korumak isteyen kişilere yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- "İdrarla ilgili bir sıkıntı hissettiğinizde, idrarınızda kanama olduğunda mutlaka bir üroloji uzmanına muayene olun.
- Sigara içmeyin ve sigara içilen yerlerde bulunmayın.
- Kimyasal maddelerle çalışmak zorunda iseniz, mutlaka koruyucu tedbirler alın.
- Özellikle 50 yaşından sonra yılda bir defa mutlaka üroloji muayenesinden geçin.
- Ailenizde kanser hastası varsa, genetik yatkınlık olabileceği için, hiçbir şikayetiniz olmasa da ürolojik kanserler açısından düzenli kontrollerinizi yaptırın".
"Benim bir şikayetim yok ki neden doktora gideyim?” düşüncesinin tanıda geç kalmanın en sık nedeni olduğunu unutulmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sinan Ekici, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiç olmazsa yılda bir tam idrar analizi ve idrar yolları için ultrasonografi yaptırmak, kanserin erken tanısı için önerilecek en pratik yöntemdir. Özellikle, kanser gelişimi için risk faktörlerine sahip insanların mutlaka ürolojik onkolojide uzman bir üroloji doktoruna gitmeleri hayati önem taşır".