+90 (553) 034 22 05 Harbiye Mah. Mim Kemal Öke Cad. No: 6 D: 3 - Şişli/İstanbul

Tekrarlayan Sistit - Nedenler Risk Faktörleri ve Yenilikçi Ozon Tedavisi

Tekrarlayan Sistit Nedir ve Neden Önemlidir?

Tekrarlayan sistitler kadınların yaşam kalitesini, günlük aktivitelerini ve ruh sağlığını ciddi derecede etkileyen, çeşitli tıbbi branşlara ve tıbbi olmayan tedavilere başvurmasına neden olan oldukça yaygın, sıkıntılı bir durumdur. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, 6 ayda 2 defadan fazla veya 1 yılda 3 ya da daha fazla semptomatik sistit atağı olması şeklinde tanımlanır.

Mevcut Tedavi Yaklaşımlarındaki Zorluklar ve Riskler

Kadınlarda tekrarlayan sistitler için evrensel olarak kabul edilmiş bir tedavi algoritması maalesef bulunmamaktadır. Tekrarlayan sistitleri tedavi etmek için kullanılan yöntemler ise antibiyotik spektrumunu genişletmek, tedavi süresini uzatmak ve antibiyotik dozunu artırmakla sınırlı kalmaktadır. Ancak bu stratejilerin etkili olduğu kanıtlanmamış olup, neden olduğu ciddi antibiyotik dirençliliği sonucu birey ve toplum için ciddi zarar potansiyeli taşımaktadır. Bu durumu önlemek ve hem bireyi hem toplumu korumak için alınacak önlemlere ve yeni tedavi yöntemlerine ihtiyaç var.

Amacımız tekrarlayan sistiti olan kadınların iyileşmesini sağlamaktır. Bu amaca ulaşırken de antibiyotiklerin aşırı kullanımını önlemek, antibiyotik direnci riskini azaltmak ve antibiyotik kullanımına bağlı yan etkileri azaltmak diğer hedefler olmalıdır.

[widget-166]

Enfeksiyon Tekrarını Önlemek İçin Yaşam Tarzı Stratejileri

Ek olarak, bazı stratejiler de enfeksiyon tekrarını önlemede katkıda bulunmaktadır.

  • Diyabetli hastalarda kan şekeri kontrolü

  • Vajinal mikrofloranın temizlik ürünleriyle bozulmasından kaçınmak

  • 5 günden uzun, geniş spektrumlu ya da gereksiz antibiyotiklerden kaçınmak

  • Yeterli sıvı alımı

  • Cinsel ilişkiden sonra idrar yapma

  • İdrarı uzun süre tutmaktan kaçınma

  • Beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmesi

  • Spermisit kullanılıyorsa, alternatif doğum kontrol yöntemleri düşünülmelidir.

Mikrobiyomun Rolü: Bağırsak ve Vajinal Floranın Etkisi

Bağırsak mikrobiyotasının, tekrarlayan sistit için patojenik bakteri kaynağı olabileceği çalışmalarda gösterildi. Bu da beslenme değişikliği ve seyahatle birlikte değişen yeme içme alışkanlığının risk oluşturabileceğini düşündürmektedir.

Uzun süreli antibiyotik kullanımı da vajinal, periüretral ve anal mikrobiyotada fizyolojik değişikliklere neden olarak yararlı mikrobiyotayı florayı bozmakta, patojen bakterilerin artışına neden olmaktadır. Bireysel mikrobiyom sağlığı, sistite yatkınlık, semptomların şiddeti ve iyileşme sürecini etkileyebilir.

Menopoz Dönemi ve Hormonal Etkiler

Menopozda vajinal östrojenin azalması, vajinal pH’ın artması ve laktobasil baskın ortamın bozulması ile gram-negatif bakteri kolonizasyonunu artırır. Topikal östrojen tedavisi pH’ı düşürerek gram-negatif bakteri kolonizasyonunu azaltır, laktobasil hakim vajinal florayı geri kazandırır ve sistit sıklığını azaltır. Sistemik östrojen tedavisi ise aynı etkiyi göstermez.

Vajinal östrojenin güvenliği konusunda bilimsel veriler; vajinal östrojenin meme kanseri nüksü, endometrial hiperplazi veya karsinom riskini artırmadığını göstermiştir.

Akılcı Antibiyotik Kullanımının Esasları - Kaçınılması Gereken Hatalı Uygulamalar

Tekrarlayan sistit ataklarında antibiyotiklerin akılcı kullanımı, kısa süreli tedavi (nitrofurantoin, trimetoprim-sulfametoksazol veya fosfomisin) ile kılavuzlara göre antibiyotik tedavisiyle başlar. 

Altını önemli çizmek istediğim bir konuyu da belirtmek isterim. Semptomlar hissedildiği anda hastanın kendi kendine başladığı antibiyotik tedavisinin yeterince etkili olmadığı ve tedavi sürecini aksattığı gösterilmiştir. En önemlisi de dirençli bakterilere rastlanmıştır.

Semptomsuz bakteriüriyi tedavi etmek, semptomatik enfeksiyon ve antibiyotik direncini artırır, sağlık maliyetlerini yükseltir. İdrar kültürüne dayalı tedavi, daha az hastaneye yatış ve intravenöz antibiyotik kullanımına yol açar. Antibiyotiklere karşı direnç gelişimi, aşırı antibiyotik kullanımı, yanlış antibiyotik seçimi ve uzun tedavi süresi sonucu görülür. Florokinolonlar ve sefalosporinler, dışkı mikrobiyotasını değiştirme, Clostridium difficile enfeksiyonu ve başka zararlara neden olma açısından risklidir. Florokinolonlar, ciddi ve kalıcı yan etkiler nedeniyle komplikasyonsuz sistitlerde önerilmemektedir.

Beta-laktamlar da ilk tercih değildir çünkü mikrobiyota üzerinde hasar oluşturur ve sistitin hızlı nüksüne neden olabilir.

Akılcı antibiyotik kullanımı:

  • Uygun antibiyotik seçimi

  • Doz, yol ve süre

  • Bakteri tanımlaması ve duyarlılığına göre yönlendirilmelidir

Tekrarlayan sistit şüphesi olan hastalarda tedavi öncesi idrar kültürü alınmalıdır. Ampirik tedavi gerekiyorsa, önceki kültür sonuçlarına göre ilk basamak tedavi seçilmelidir. Toplum ve hasta bazlı direnç paternleri, alerjiler, yan etkiler ve maliyet göz önünde bulundurulmalıdır. Tedaviye rağmen semptomlar devam ediyorsa, tekrar idrar kültürü alınıp antibiyotik başlamadan önce idrarda bakteri varlığı kontrol edilmelidir. Nitrofurantoin ilk seçenek olarak önerilir çünkü direnci düşüktür ve varsa hızlı kaybolur.

Semptomsuz olmasına rağmen idrar tahlilinde bakteri olması nedeniyle tedavi yapılması, tekrarlayan sistit sayısını artırır ve direnç oluşturur.

Antibiyotik Dışı Destek ve Tedavi Yöntemleri

Besin Destekleri (Turna Yemişi, D-Mannoz)

Turna yemişi (cranberry) , D-mannoz ve Hiyalüronik asitin enfeksiyon tekrarını önlemek amacıyla kullanımına yönelik elde edilen klinik kanıtlar henüz yeterli değildir.

[widget-167]

Komplike İdrar Yolu Enfeksiyonları ve Risk Faktörleri

Komplike idrar yolu enfeksiyonları şu risk faktörleri var ise ortaya çıkar. Risk faktörleri:

  • Yapısal/fonksiyonel anormallikler

  • Gebelik

  • Konjenital üriner sistem anomalileri

  • Spinal kord yaralanmaları

  • Transplant hastaları

  • Nörojen mesane

  • İmmünsüpresyon,

  • Kemoterapi

  • Taş hastalığı

Yenilikçi Yaklaşım: Mesane İçine Ozon Tedavisi

Bugüne kadar yapılan çalışmalar, tedavi amaçlı antibiyotikler dışında en etkili tedavi yönteminin intravezikal yani mesane içine ozon tedavisi olduğunu ortaya koymuştur. Antioksidan, antienflamatuvar, doku oksijenlenmesini artırması, bakterileri öldürme etkisi, ve en önemlisi mesanenin bağışıklık sistemini güçlendirmesi özellikleri sayesinde sistitin tekrar etmesi için gereken koşulları ortadan kaldırır. 2016 yılından bu yana pek çok hastamızı mesane içine ozon tedavisi ile sağlığına kavuşturduk.

Tekrarlayan sistitler mesanede kronik hasar ve inflamasyon gelişimine neden olur. Bu durumda kronik hasarı ve inflamasyonu düzeltmek için antienflamatuvar etkisi yüksek olan mesane içine ozon tedavisi yan etkisi olmayan, kronik inflamasyonu tedavi eden, rahat tolere edilebilen güvenilir bir tedavidir.

Prof. Dr. Sinan Ekici

Yorum Yap

Randevu Al - İSTANBUL
Randevu Al - İSTANBUL +90 (553) 034 22 05