Piyelonefrit Ve Nefrit Tedavisi İçin Ozon Uygulamaları
Ozon tedavisi biyolojik veya konvansiyonel tıbbi tedavilerin tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. Diğer tüm tıbbi tedavi yollarında olduğu gibi ozon tedavisinin başarısı da hastanın sağlık durumuna ve hastaya bağlı faktörlere ve ek olarak ozon tedavisinin sıklığına, uygulanan doza ve başka bir dizi faktöre bağlıdır.
Yıllardır yapılan pek çok deneysel ve klinik çalışmalar sonucunda tıbbi amaçlı ozon uygulamasında dozlar, uygulama sıklığı ve uygulama yöntemleri geliştirilmiştir.
Pratik uygulamada her hastaya ve hastalığına bağlı olarak ozon tedavisi konusunda uzman doktor uygulamada değişiklik yapabilmektedir. Kanser dahil pek çok hastalığın oluşum mekanizmasına bakıldığında temel nedenin hücrelerin ve dokuların oksijene ulaşmasında ve kullanmasında oluşan sorunlar olduğu görülmektedir.
Ozon tedavisi ile hastalıklı bölgeye giden kan akımı ve oksijen konsantrasyonu arttırılarak hücre ve dokuların oksijene ulaşımı kolaylaştırılmaktadır.
Pyelonefrit Tedavisi – Ozon Uygulamaları
Piyelonefrit-nefrit tedavisi için de ozondan yararlanılmaktadır. Mesane, üretra ve prostatın enflamasyonun eşlik ettiği hastalıklarda da başarıyla kullanılan ozon tedavisi, enfeksiyon ve doku hasarlarının ortadan kaldırılmasında en etkili yöntemlerden biridir.
Türkiye’de ilk defa 2015 yılında üroloji alanında ozon tedavisi uygulamaları kliniğimizde başlamıştır.
Kliniğimizde majör, minör, üretral, rektal uygulama yolları başta olmak üzere değişik yöntemlerle ozon tedavisi başarı ile uygulanmaktadır. Bu konuda ilk olmanın ve yıllar içinde kazanılan tecrübenin sonucunda başarı oranımız ve hasta memnuniyetimiz yüksektir. Ozon tedavisi;
- Gebeliğin ilk 3 ayında
- Favizim (bakla allerjisi) olan hastalarda (glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği olduğu için)
- Aşırı alkol kullananlarda
- Hipertiroidizm (aşırı çalışan tiroid bezi) varlığında
- Anemi ve kanama-pıhtılaşma bozukluğu olanlarda
- Trombosit sayısı düşük olanlarda
- Kardiyovasküler yetmezliği olanlarda
- Yakın zamanda serebrovasküler olay (felç) veya myokard enfaktüsü (kalp krizi) geçirmiş olanlarda
- Bilinci kapalı yoğun bakım hastalarında
- İmmünsüpresif ilaç alanlarda veya kronik enfeksiyon nedeniyle immün sistemi ciddi derecede baskılanmış hastalarda
- İleri evre kanser hastalarında
- Ozon tedavisini tolere edemeyen veya ozona alerjisi olanlarda kullanılmamalıdır.
Doğumsal Glikoz 6 Posfat Dehidrogenaz enzimi eksikliği, kontrol altına alınmamış hipertiroidi, trombositopeni, sık tekrarlayan pankreatit olan hastalara uygulanamamaktadır.
Ozonun Etkisi Nasıl Ortaya Çıkar?
Ozon vücuda veya kana verilince hemen vücut sıvılarının içinde oksijenden 10 kat daha fazla çözünür ve güçlü oksidan etkisiyle iyonlar ve biyomoleküllerle (antioksidanlar, proteinler, karbohidratlar ve doymamış yağ asitleri) reaksiyona girer.
Ozon bu reaksiyonlar sonucu oluşan hidrojen peroksit ve lipid oksidasyon ürünü olan lipid peroksitlerle etkisini gösterir.
Hidrojen peroksit çok önemli bir serbest oksijen radikali olup vücutta bulunan antioksidan mekanizmaları (katalaz, glutatyon sistemi) aktive eder.
Hidrojen peroksit kan hücrelerinin içine girerek erken biyokimyasal etkileri ortaya çıkarırken, lipid peroksitler diğer vücut hücrelerinde etki göstererek uzun süren geç biyokimyasal etkileri ortaya çıkarır. Piyelonefrit ve nefrit tedavisi için ozon uygulamalarımız hakkında bilgi almak için kliniğimize ulaşabilirsiniz.
[widget-129]